Boğazımdaki Kördüğüm
Şu dünya...
Ne komik!.. Bir gün bir dostunu ebedi yolculuğuna uğurlarsın, içinde o hep kurtulmak istediğin bir his vardır hiç geçmeyen, biri çıksın ve şakaydı hadi bak orada işte karşında, git sarıl ona desin istersin... Uyursun, uyanırsın, yemek yersin ne yediğini bilmeden...
İki yemek arasında bir fark kalmaz artık, soğuk sıcak hissetmezsin, boğazındaysa kör bir düğüm
Bir de bakarsın kördüğüm çözülüvermiş, bir bebeğin gülüşünde, bir kedinin miyavlayışında
Sonra o kördüğüme pişmanlık da eklenir, o gitti ve ben gülüyorum Allah'ım bu nasıl bir histir böyle
Her gün gelen vefat mesajlarından biridir, o dost, başkaları için, biz ölünce de öyle olacak
Sela yükselir minarelerden, ikindi namazına müteakiben denir ardından ve 1 saat içinde merhum olursun.
Yaa işte,
Sonra ölüme aday biri çıkar der ki "Uyuyordum ben bu selanın sesi uyandırdı beni, nereden çıktı bu şimdi!!"
Okunan senin selan değilse taziyeye gidersin, ağzını bıçak açmaz, iki ağlarsın ateş düşen evde sonra evine gelir bir çay korsun, çayın yanına bir şey yok mu yine, hiç istediğim gibi bir şey olmaz zaten şu çayın yanında da...
Hani sevdiğini kaybedeceğin gün hep bulutlu karanlık bir günde olacağına inandırır diziler ve filmler. Bakarsın, Bu da ne böyle, hayır, hava gayet sarih, güneş yine bir su birikintisinde parlıyor, rüzgar yine içini coşturan bir tatlılık getiriyor, kuşlar hala ötüşerek mavi gökte süzülüyor, çocuklar neşeyle ip atlıyor, insanlar hayatına böyle güzel bir günde devam ediyor ama bu imkansız demek istiyorsun. Hiç kimse böyle güzel bir günde ö-le-mez!! Ölmek için yağmurlu ve bulutlu havaları beklemeleri lazım değil mi?
İnsana en çok koyan da ne oluyor biliyor musun? Sofraya her zamanki kadar bardak ve çatal koyacakken hatırlatıyor sana kendini, bir tanesini eksilt ben gittim çoktan...
Bi şeyler yapmak gerek... ama ne olduğunu çözemezsin çözsen de kımıldayamazsın, kımıldarsın bu sefer ayağına çelme takılır. Takılırsa takılsın kalkarsın bir kere kalktın çünkü artık ne tutabilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder